Yaş : 29
Kayıt tarihi : 07/03/09
Mesaj Sayısı : 468
Nerden : MaRmaRis
İlgi alanları : müziK...
Rep K:
Konu: Şarkı HİkayeLeri Paz Mayıs 03, 2009 9:36 pm
2000'lerin en ses getiren aşk şarkısı olan You're Beautiful'ın hikayesi de çok güzel ve ilginçSözlerden de anlaşılacağı gibi şarkıda James Blunt'ın metroda gördüğü kıza olan ümitsiz aşkını anlatıyorHer ne kadar bir daha görüşmelerinin olanaksız olmasına rağmen şarkıda kendini avutan ve aralarında bir bağ olduğuna inanan JB,şarkının sonunda asla beraber olamayacaklarını kabul ediyor(klipte intihar ediyor bu bölümde)
Hayatım harika Aşkım saf Bir melek gördüm Öyle olduğuna eminim Metroda bana gülümsedi O başka bir adamlaydı Fakat ben bu yüzden uykularımı kaybetmeyeceğim Çünkü bir planım var
Çok güzelsin,Çok güzelsin,Çok güzelsin Bu doğru O kalabalık yerde yüzünü gördüm Ve ne yapacağımı bilmiyorum Çünkü asla seninle olamayacağım
Evet,o gözlerimi yakaladı Orada yürürken O yaşadığım hissi yüzümden anlayabilirdi, Kendimden geçmiştim Onu terkar göreceğimi zannetmiyorum Fakat biz bir anı paylaştık ve bu sonsuza kadar sürecek
Çok güzelsin,Çok güzelsin,Çok güzelsin Bu doğru O kalabalık yerde yüzünü gördüm Ve ne yapacağımı bilmiyorum Çünkü asla seninle olamayacağım
Orada mutlaka bir melek olmalı gülümseyen yüzüyle Benim seninle beraber olmam gerektiğini düşünen
Ama artık gerçekle yüzleşme zamanı Asla seninle beraber olamacağım
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 07/03/09
Mesaj Sayısı : 468
Nerden : MaRmaRis
İlgi alanları : müziK...
Rep K:
Konu: Geri: Şarkı HİkayeLeri Paz Mayıs 03, 2009 9:37 pm
GEÇEN yıl, kuzeninin kocasından bebeği olan 22 yaşındaki Güldünya Tören `i yol ortasında vuran iki erkek kardeş, ölmediğini görünce kaldırıldığı hastanede kurşun yağdırmış, olay kamuoyunca büyük infiale neden olmuştu Aylin Aslım , töre cinayetine kurban giden Güldünya Tören `in dramından son derece etkilendi ve son albümü `Gülyabani `ye bu dramı anlatan `Güldünya ` adlı şarkıyı okudu
Güldünya şarkısı TRT`ye takıldı Ünlü rockçı Aylin Aslım`ın erkek kardeşleri tarafından vurularak töre cinayetine kurban giden Güldünya`nın dramını anlattığı şarkısı, TRT engeline takıldı Şarkı, TRT televizyonlarında ve radyolarında yasaklandı Yasak kararını tesadüf eseri öğrenen Aylin Aslım, büyük tepki gösterdi
Şarkı , TRT Televizyonları ve radyolarında yasaklandı Geçen günlerde TRT `nin bir radyo programına çağrılan Aylin Aslım , parçanın çalınamadığını öğrenince şoke oldu Bu karara çok sinirlendiğini belirten genç rock`çı , tepkisini şöyle dile getirdi:
`Denetimden geçmediği gerekçesiyle bu parçayı çalamadıklarını söylediler Abuk subuk, düzeysiz, ucuz bir sürü şarkı yayınlanıyor, ama bu şarkı yayınlanmıyor İnanılacak gibi değil Benim için çok önemli bir şarkı bu Doğu `daki turnelerimde bu şarkıya çok fazla ilgi var İnsanların ne kadar acı çektiğini gözlerimle gördüm Benim şarkım olmasının dışında, bu hikaye gerçek bir hikaye Ben şarkımda bir insanın boş yere öldürülmesinden bahsediyorum Bu işin peşini bırakmayacağım`
Canım abim vurma beni bu dünyadan alma beni dökülür mü kardeş kanı
bir karında yatmadık mı bir anadan doğmadık mı bir memeden doymadık mı
binbir yarayla tek bir kurşunla gitti Güldünya kim farkında kimin umurunda
yandı bir dünya seni gönderene söyle köydeki büyük meclise söyle daha çocuk yaşta üstüme çıkan herife eğer böyle ölürsem iki elim yakanızda hayaletim gezer düşer peşinize binbir yarayla tek bir kurşunla gitti Güldünya
kim farkında kimin umurunda yandı bir dünya binbir yarayla tek bir kurşunla gitti Güldünya kim farkında kimin umrunda söndü bir dünya
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 07/03/09
Mesaj Sayısı : 468
Nerden : MaRmaRis
İlgi alanları : müziK...
Rep K:
Konu: Geri: Şarkı HİkayeLeri Paz Mayıs 03, 2009 9:37 pm
Evanescence grubu bir çok acıdan nasibini almış şarkılar yazıyor Peki bunları nasıl yazıyor? öncelikle şuna değinelim: Amy Lee'nin açıkladığına göre "ben şarkıları o kadar zorlanarak yazmıyorum derin bir nefes alıyorum ve gerisi geliyor"ve şimdi uzatmadan ilk olarak evanescence'ın devler ligine girdiği bring me to life'ın anlatayımAmy bir gün kafede yalnız başında elinde defteri ve kalemi oturuyormuşSonra yanına 1 adam gelmiş ve "mutlu musun?" diye sormuş Amy şaşırdıktan sonra "hayır" cevabını vermişGoing under ise o kadar da acı çekilen ve ya farklı bir hikayesi yok yani çorap söküğü gibi Amy bir oturuşta yazmışTabi sadece Amy Lee'den bahsetmeyeceğimThe Open Door'da şarkı yazamaması yüzünden ayrılan Rocky Gray tourniquet'i yazmış ki bu şarkı gerçekten ilhamı olan fakat fazla duyulmamış şarkı kateogorilerine girdiGrubun yakışıklı üyesi John LeCompt da taking over me'de üstün başarılara imza atmıştıTabi ben The Open Door'a geleyimLithium ve cmwys, Shaun Morgan için yazılmışCmwys(Call Me When You'r Sober)'ın anlamı "selfisly hated" "can't keep believing" ve "don't cry to me" gibi sözler Shaun Morgan'ı ve alkolik zamanlarını anlatıyor(bir de bazı dedikodulara göre de amy lee'ye vurduğundan) ah bir de Fallen'dan Hello vardıAmy Lee NEDEN SÖYLEYEMİYOR?NEDEN KONSER ÇALIŞMALARINDA SÖYLERKEN AĞLIYOR?tabii ki de 3 yaşındaki felçli kardeşi öldüğü için amy lee o zamanlar 6 yaşındaymışAnnesi Bonnie'yi yıkarken havlu almaya bahçeye gitmişSonra da küvette Bonnie yine felç geçirmiş ve küvette boğulmuş
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 07/03/09
Mesaj Sayısı : 468
Nerden : MaRmaRis
İlgi alanları : müziK...
Rep K:
Konu: Geri: Şarkı HİkayeLeri Paz Mayıs 03, 2009 9:38 pm
Eagles- Hotel California hikayesi Hazin bir hikayesi vardir bu sarkininBirbirlerine çilginlar gibi asik olan iki gencin hikayesidir bu sarki aslindaBu iki gec birbirini cok seviyordur, Leyla ile Mecnun misaliFakat aileleri karsidir bu beraberlige, bu iki genc sik sik bulusup bu otel odasinda birlikte olurlarBir gun birbirlerine soz verirler;bulusma yerine gelmemelerinin tek sebebi olum olmalidir diye, yalnizca birbirlerini seveceklerine dair Yine boyle bir gunde kiz onceden gelir otel odasinaBekler bekler ama cocuk gelmemistir, oysa soz vermistir onaKiz;cocugun soylediklerini dusunur bir an ve caresiz bir sekilde ne yapacagini dusunurBekler,bekler bekler, ama kimseler gelmemistirOysa cocuk gec kalmistir ve kostura kostura sevgilisinin yanina yetismeye calisirBir trafik kazasi yapar bu sirada ve hayatini kaybederKız ise onsuz yasamaktansa olmeyi tercih eder ve ona soz verdigi gibi yanina giderAsar otel odasinda kendisini, hayatina son vermeden evvelde otel odasinin kapisina bu sarkinin sozlerini yazar Uzunca bir sure bu otelin odasi kimselere kiralanmazBirbirini seven iki gencin anisinaGünün birinde Eagles çıka gelir O otelde kalmak ister fakat bos oda yokturBos olan tek oda bizim iki sevgilinin odasidirResepsiyondaki kiz durumu izah eder;bu odanin hikayesini anlatir Eagles bu odayi gormek isterÇikarlar odaya, hicbirseye dokunulmamistirKapinin arkasinda bu sozleri goren Eagles etkilenmistirVe sarki yapar bu sozleri
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 07/03/09
Mesaj Sayısı : 468
Nerden : MaRmaRis
İlgi alanları : müziK...
Rep K:
Konu: Geri: Şarkı HİkayeLeri Paz Mayıs 03, 2009 9:39 pm
Hotel california şarkının hikayesi şöyledir:* birbirini seven iki genç aileleri yüzünden kavuşamazlar fakat sürekli bu otelde buluşurlarbirbirlerine bir söz verirler, buluşmaya gelmemelerinin tek sebebi ölüm olacaktırbir gün çocuk otele geç kalırsevgilisini bekleyen fakat gelediği için öldüğünü düşünen kız kendini asarotele geldiğinde bunu öğrenen genç de dayanamaz intihar ederdaha sonra tesadüfen otele gelen the eagles da hikayeyi öğrenir çok etkilenir ve şarkı yazılır aslında pek çok hikaye var ama en çok bilinen bu sanırım
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 07/03/09
Mesaj Sayısı : 468
Nerden : MaRmaRis
İlgi alanları : müziK...
Rep K:
Konu: Geri: Şarkı HİkayeLeri Paz Mayıs 03, 2009 9:39 pm
Gripin 'Böyle Kahpedir Dünya' Şarkı Hikayesi Bİr dergide okudum Gripin grubu üyeleri bir türlü şarkı yazamıyolarmış o kadar çalışmalara rağmen halada güzel bir şarkı ortaya çıkmamışgrup üyeleri kendi aralarında şakalaşırken keşke Birol(solist)sevgilisinden ayrılsada şarkı yazsa demişler çünkü bu sevgilisinden ayrıldığı zaman çok güzel şarkılar yazabiliyormuşaradan 1 hafta geçmiş Birol ile sevgilisi ayrılmış ve Birol Böyle Kahpedir Dünya şarkısını yazmış :-\
Gece geçmez gündüz olmaz Can bu dünyaya dayanmaz neden Haykırdım dağlara duymaz Bekledim günlerce yok ki gelen
Karlı dağların ardında biri yaşarmış Bulut olur yağmur olur bize bakarmış Hem yakın hem uzakmış yanakları al almış Deli kızım uyan söylenenler yalan Deli kızım uyan bir tek sensin duyan bir tek sensin duyan
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 07/03/09
Mesaj Sayısı : 468
Nerden : MaRmaRis
İlgi alanları : müziK...
Rep K:
Konu: Geri: Şarkı HİkayeLeri Paz Mayıs 03, 2009 9:41 pm
Şebnem Ferah - Ünzile Aslında Ünzile Türk kadının hikayesidirİnsan yaş am ının hiçe sayıldıgı yerlerin hikayesidirAysel Gürel de çaresizliği Bu şarkıyla anlatmaya çalışmıştırSezen Aksu ve şebnem ferahın müthiş yorumuyla ayrı bir anlam kazanmıştır Ünzile Aysel Gürel e bu sözleri yazdıran Ünzilenin hikayesi Aysel Gürelin Anadolu turnesinde mola verdiği bir köyde başlarBu köyde Gürel Unzile ile karşılaşırBiraz sohbet ettikten sonra Unzile nin hayatını dinlerÜnzile Çok ufak yaşta evlendirilmiştirEvleneceği kişiyi görücüler seçmiş,bir kaç koyun karşılığı isteyen kişiye ufak yaşta teslim edilmiştirUfak yaşta gördüğü baskıdan dolayı artık kendine çizlmiş kadere razı gelmiştirOlaylara ses çıkartamamaktırGördüğü baskı ve yaşam biçimi onu dünyanın sadece köyü olduguna inandırmıstır" Aslında ünzilenin hikayesi Geri kalmışlığın hikayesidirAnadolu hala bazı bölgelerde kız cocukları mal gibi alınıp satılmakta,bir ömür geçireği kişi başkaları tarafından seçilmektedir
Birde şarkıyı bundan sonra dinleyinEminim daha bir anlamlı gelecektirÇünkü Bu bir şarkı değil çaresizliğin haykırışıdır
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 07/03/09
Mesaj Sayısı : 468
Nerden : MaRmaRis
İlgi alanları : müziK...
Rep K:
Konu: Geri: Şarkı HİkayeLeri Paz Mayıs 03, 2009 9:41 pm
Grup Sokak Küçük Kadın Şarkısının Hikayesi "Âşık olmak gibi bir hevesti benimkisi Çok küçükmüşüm meğer abisi, apış aramdaki kimin eli Küçük bir kız gibi hissetmeyi, bıraktım ben çok önceleri Artık kaçmak zor, karanlıktan… Yalnızlıktan… Şansızlıktan…
Melek’ti küçük kadının adı ve erkek denen çömez hayvanın aklını ele geçirmişti Meleğin tadı Yerdeki üç ızgaralı eski öğrenci sobasının ışığı aydınlatıyordu odayı Tek sevgi vardı odada ve de şeytanın adı Çiçeklerini açmış, çekyatın karşısındaki tozlu sehpanın üzerinde duruyordu sevgililer günü hediyesi güzel kasımpatı O çiçeklerin arkasında saklanmış kamera, yalanı belgeleyecek bir oyuncaktı… Melek yarı çıplakken, sevdiğini sandığı erkeğin çekyatında olmak istediğinden emin değilken, yani tamda 16 yaşında hala bir genç kızken yaşadı bu gizli kamera şakasını Belki erkeğin beyni de çıplaktı, belki o erkeğin beynini toplum çıplak bıraktı… Cinsel bir tutkuyla internetten indirdiğim bu görüntü ile tanıştım Melekle İçine almadığı için yediği tokatlarla geldim kendime O içine aldığında bağırdı Erkek, bebeğin dünyaya giriş kapısına, sahteyi tatmış elleriyle hoyratça dokunduğunda meleğin ruhunu da aldı, hapsetti ve rahatladı Suçluluk duygusunu bastıramayan her canlı gibi Meleği suçladı “Neden bu yaşta benimle yattın, sen işe yaramaz bir kızmışsın” diye Melek yine bağırdı ama bu kez ben bile duyamadım o çığlığı Filim bu sözlerle bittiğinde, sanırım Melek giyindi ve dışarı çıktı Hızlı adımlarla evine gitti, külotuna baktı, artık küçük bir kadındı ve iç çamaşırını dolapta bir çekmeceye iyice sakladı, banyo yaptı ve yattı Rüyasında Meleğe göründüm ona kaybetme dedim Kaybetme, son nefesini vermeden boyun eğme… Senin acını ben emerim… Sonra onu içime aldım, başımda müthiş bir ağrıyla uyandım Acı içimde yuvarlandı, ben acıma yalvardıkça o kocaman oldu yalvardıkça bir tümör oldu Aşağıdan, tam diyaframımın altından bastırdı, ben nefes alamadım, nefes alamadıkça da Laroxyl aldım… Birden içim isyana kalktı, aklım çok açıttı, acı midemi yaktı Hayalime koştum, kâbus klozetin kapağını kaldırdım ve bir şarkı kustum, adını KÜÇÜK KADIN koydum, artık karanlıktan korkmuyordum…
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 07/03/09
Mesaj Sayısı : 468
Nerden : MaRmaRis
İlgi alanları : müziK...
Rep K:
Konu: Geri: Şarkı HİkayeLeri Paz Mayıs 03, 2009 9:42 pm
Manic Street Preachers - Ocean Spray Manic Street Preachers - Ocean Spray
şarkı japonca br cümle ile açılıor bu cümle ünlü fotografcı "mitch ikeda"dan br alntı ve başlangçtan sona kadr hssedilen cümle "çok gzl gözlern var" anlamına gelior
"ocean spray" 2000lern en ii manic street preachers şarkılarndan bri grubun "know your enemy" ismli albümünn iknci srasnda duruor
"ocean spray" neşeli, aydnlık melodisne rağmen hüzünlü br anlam taşıor, bu hüznü james dean bradfieldin sesnden anlamakda mümkn
gercek br öyküsü vr, şarkınn ve öykünn baş kahramanıda james dean bradfieldn annesi
90larn iknci yarsnda manic street peachers en şaşaalı gnlerini yaşarkn solist james dean bradfieldin annesi kansere yakalanmştı başarılı solist annesini çok seviordu ve bu üzücü duruma alışmakta epey zorlnmıştı
1999 yılınn ilk günlerinde durumu aırlasan anne hastahanee kaldrıldı ama aynı sene maalesf kansere yenk düştü
james dean bradfield annesinn ölümünn ardndan ilk kez br söz yazarı olarak gösterdi kendini ve özellikle annesinn hastahanede son günlerni yaşadıı dönemi anlattıı "ocean spray" ortaa çıktı
"ocean spray"de bradfield annesine uyank kalması, hayatta kalması içn yalvarıorve hadi braz da ocean spray içelim dior
ocean spray inglterede ve irlandada hastahanelerde verlen yaban mersini özlü özel br ilacn ismi ve ocean spray br annenn ardndan yazılnan gzl br şarkı
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 07/03/09
Mesaj Sayısı : 468
Nerden : MaRmaRis
İlgi alanları : müziK...
Rep K:
Konu: Geri: Şarkı HİkayeLeri Paz Mayıs 03, 2009 9:42 pm
Şebnem Ferah Can Kırıkları Albümünün Hikayesi CAN KIRIKLARI FISILDAYARAK BİTİRDİM
“Geçen albümü çıkardığımda dinleyicilerden gelen mektup ve küçük hediyeler arasında kalınca olanından, daha açmadan kitap çıkacağını anlamıştım Adını okuduğumda şarkıyı kafamda duymaya başladım Acı herkesin hayatında olan bir şey Bu kadar güzel ifade edildiğine rastlamamıştım hiç Parçanın iskeleti, nasıl çalınması gerektiği, nasıl bir vokal performansıyla söylemem gerektiği 15 dakikada çıktı Kelimeler Yetse albümümün turnesini bitirdikten sonra dinlenmek için Los Angeles’a gitmek istedim Tatil yapıp müzikle ilgilenebilirdim Orada küçücük bir ev tuttum Los Angeles’tan bir gitar aldım ve 15-20 dakikada gecenin bir vakti bitirdim şarkıyı Yandakiler rahatsız olmasın diye fısıldayarak bitirmiştim Dokuz yıldır aynı ekiple çalışıyorum ve albümün prodüktörü Tarkan Gözübüyük 20 yıllık arkadaşım Onlar da bu şarkının ruhunu hissetti ve stüdyoda doğrudan akustik çalmayı tercih ettik Can Kırıkları bir öykü kitabıydı Aşkı anlatıyor, ama şarkım sadece bir aşk hikayesi değil Başlıktan etkilendim İçte yaşayan acıları ifade etmeye çalışan bir şarkı bu Bir yandan da çok güçlü Tek başımayken de keyifli olduğumu anlatmaya çalıştım aslında; sadece hüznü değil Öykünün sahibine şarkıdan söz edip albümün adını Can Kırıkları koyduğumu bildirdiğimde çok memnun oldu Çok beğendi Farklı sanat alanlarındaki böyle etkileşimler değerlidir Küçük ama çok değerli şeyler bunlar “
OKYANUS BALKONDAN GÖRDÜM, ETKİLENDİM
“Günlük hayatınızı denize bakıp resmedebilirsiniz Tarkan Gözübüyük bana Los Angeles’a gitmeden önce ‘Git şöyle okyanusun karşısında bir dur’ demişti Gittim ve önünde durdum O kadar büyük ki Denize baktığımızda en azından bir koy görmeye alışkınız Oysa okyanus uçsuz bucaksız! Dünya kocamanmış, onu anladım Bazı şeylere kendi merkezimizden baktığımız için çok büyük algılıyoruz Dünyanın karşısındaysa ne kadar küçük olduğumuzun farkına varıyoruz O kadar muhteşem bir şeyin karşısında olmak bana büyük bir özgürlük alanı sağlıyor Şarkıların hepsinde Los Angeles’ta evimin balkonunda gördüğüm okyanustan çok etkilendim”
BİR KALP KIRILDIĞINDA İNANILMAZ BİR TECRÜBEYDİ
“Sözleri çok naif ama çok cici bulduğum bir şarkı Bir kalp kırıldığında ne olur? Onu anlatmaya çalıştım Çocukken bile bu duygu galiba içimizde vardı Kimseyi kırmak istemiyoruz ama kırmaktan da çekinmiyoruz Biraz daha nazik olsak her şey daha kolay olacak Kimseyi kırmaya değmeyeceğini düşünürken yazdım Şarkının ortasında bir solo olmasını hayal ediyordum Grup arkadaşlarım da onu hayal ediyormuş O vokal solo bölümünü arkadaşlarım da bir kerede çaldı, ben de kendi bölümümü bir kerede söyledim Bunlar konuşarak yapacağınız şeyler değil İnanılmaz bir tecrübeydi Bir stüdyoda neler yapılabileceğini öğrenmiş oldum”
DELGEÇ BİLE BİLE LADES
“Büyük bölümü Los Angeles’ta yapıldı Delgeç’in Bazı şeyler tekrar başına geldiğinde yaşayacağın acıyı biliyorsun ‘Bile bile lades’ diyorsun İlk kez karşılaştığında midene oturan bir şey üçüncü kere karşılaştığında aynı etkiyi yapmıyor Daha hazırlıklı oluyorsun Acıyı yaşamak istiyorsan senin kararındır Cesur, ne yapmak istediğini bilen ama üzüntü denen şeyi itiraf etmesi güçsüzlük olarak algılanmayan bir kadının sözleri bu Bir aşk hayal ederek yazmadım”
GEÇMİŞE YOLCULUK KORKU FİLMİ GİBİYDİ
“İç hesaplaşma yaşayan birinin şarkısı değil bu Bazı değerleri çocukluğumuzda yaşattığımı düşünüyorum Çocukken daha özgürüz Canımız ne yapmak istiyorsa yapıyoruz Çocukluğumu özlüyorum ama şu andaki hayatımdan da memnunum ‘Hiçbir şeyden pişman olmadım’ diyenlerden değilim Pişmanlık bile güzeldir Sözü ve müziğiyle 15 dakikada yaptığım şarkılardan biri Korku filmi gibiydi Kolum beynimden önce gidiyordu Bu şarkı için toplam 17 sayfa yazı yazmışım Onların arasından derleyip topladığım bölümlerle bu şarkıyı oluşturdum Gözümü kapatmamı istediniz! Peki! Gözümü kapattığımda çocukluğumla ilgili ilk hatırladığım sahne… 6 ya da 7 yaşındayım Merdivenli bir evde oturuyoruz ve bisikletimi kendi başıma aşağıya indirmeye çalışıyorum Bu arada ilkokul öğretmenim olacak Münevver Hanım da ziyarete gelmiş Kendimi ona beğendirmeye çalıştığımı hatırlıyorum Bisikletle o merdivenlerden yuvarlandığımızı hatırlıyorum Hiçbir çizik almadan kurtulmuştum”
BEN BİR MÜLTECİYİM HAYAL DÜNYAM
“Büyük bölümü Los Angeles’ta yazıldı Anlatmak istediğimin fiziksel olarak farklı bir yerde olmakla alakası yok Bazen kendinizi olanlardan o kadar uzakta hissedersiniz ki iyice kabuğunuza çekilirsiniz Bu şarkıda kendi yarattığım hayal dünyasını anlattım Zorluklar içinde ama güçlü kalabilen birinin şarkısı Hayata bakışımla ilgili geniş bir özet En sevdiğim şarkılardan biri Şarkıda anlattığım yer kalbim Zorlandığım zamanlarda orada güç buluyorum”
SANA BİLMEDİĞİN BİR ŞEY SÖYLEYEMEM ZAMANLA ANLAŞILACAK
“Şarkılarımda başkalarının anlatmadığı bir şeyler anlatmaya çalışsam da aslında kimsenin bilmediği bir şeyi söylemem zor Her şey yüzyıllardır kim bilir kaç kez söylenmiştir Ama bu duyguları tekrar tekrar söylemeyi çok seviyorum Bunlar hayatın içinde var Hepimiz bulunduğumuz noktada aynıyız Stüdyo aşamasında mor ve ötesi’nden gitarist Kerem Özyeğen geldi Evi çalıştığımız stüdyoya çok yakındı Şarkıyı duydu ve ‘bu parçada çalmak istiyorum’ dedi Onu paldır küldür stüdyoya soktuk ve harika bir solo attı Benim için özel parçalardan biri Zamanla anlaşılacağını düşünüyorum”
ÇAKIL TAŞLARI BİTİRİNCE “OH BE” DEDİM
“Çakıl taşları günlük hayatta oturup ‘ne olacak şimdi’ diye düşündüğüm zaman başvurduğum kaynaklardan birinin resmi Neyle kendimi eğlendiriyor ve eğitiyorum, bunu gösteriyor Azla yetinmeyi iyi bilirim Hiçbir zaman çok büyük bir hayatım olsun istemedim Çekirdek bir yaşantım ve arkadaşlarım vardır O yüzden çakıl taşı gibi değersiz şeylerin ne kadar değerli olabileceğini anlatmak istedim Bitirdiğimde ‘Oh be’ demiştim Bazı şarkılarınızı çok seversiniz Böyle bir şarkıyı düne kadar yapmamıştım ve bitirdiğimde kendimi çok gelişmiş hissettim”
ZAMAN GEÇİP GİDİYOR İKİ TİP İNSANI HAYATIMA SOKMAM
“İlk iki satırı benim için çok önemli Cehalet sadece kitaplarla azaltılan bir şey değil Bilginin insana çok büyük özgürlük alanı sağlayacağına inanıyorum Zaman kaybetmek dünyanın en kötü şeylerinden biri İki tip insanı hayatıma sokmam Cehalet ve art niyet barındıranlar Bu şarkının bir kısmı burada, bir kısmı Los Angeles’ta yapıldı Benim için bir şarkının ilk haliyle son hali arasında pek fark yoktur Arkadaşlarıma dinlettiğim halleri İstanbul’da gerçekleşti Çalışma odamda genellikle akşam saatlerinde daha konsantre çalışabiliyorum Gecenin sessizliğinde çalışmayı tercih ediyorum Gece daha az telefonum çalıyor, daha az rahatsız ediliyorum Şarkıya hazırlandığım dönemde sosyal hayatım neredeyse sıfıra iner Evden sadece market alışverişi yapmak için çıkarım Bu şarkıyı bir gecede yaptım”
HOŞÇAKAL EN İYİ ŞARKILARIMDAN BİRİ
“Albümün son şarkısı Ama bir aşk şarkısı değil İsteyen istediği anlamı yüklesin Kendinize de, davranışlarınıza da ‘hoşça kal’ diyebilirsiniz Adından ötürü grup arkadaşlarım ‘albümün en sonuna koyarız’ dedi Ben de öyle düşünüyordum Umarım böyle vedalar etmek zorunda kalmayız Çak naif bulduğum ve sonradan çok sevdiğim bir şarkı Kariyerimdeki en iyi şarkılardan biri"
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 07/03/09
Mesaj Sayısı : 468
Nerden : MaRmaRis
İlgi alanları : müziK...
Rep K:
Konu: Geri: Şarkı HİkayeLeri Paz Mayıs 03, 2009 9:43 pm
Pink-Dear Mr Presidet Pink I am not dead adlı son albümünde ABD Başkanı Bush`u eleştiren Dear Mr President adlı bir şarkı yazmış Bu şarkıda Bush; hem Irak savaşı, hem Amerika`da başgösteren yoksulluk, hem de eşcinsellere yönelik politikaları açısından eleştiriliyor Pink`in bu albümü şu ana kadar 38 milyon satmış Ama internet aracılığı ile satın alıp bunu kendi arşivlerine koyanların sayısı milyonları aşmış Sanatın, özel olarak da müzik sanatının önemli işlevlerinden biri de bu Kim bilir kaç milyon genç, aslında Bush`un politikaları, Irak`ın bombalanması konusunda belki hiçbir şey düşünmüyordu Ama bir şarkı bu konuyla ilgili hiçbir fikri olmayanları bile harekete geçirebiliyor Şarkının etkisi kendini göstermiş olmalı ki, klibini yayınlayan TV kanalları alt yazı koymayı da ihmal etmemiş
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 07/03/09
Mesaj Sayısı : 468
Nerden : MaRmaRis
İlgi alanları : müziK...
Rep K:
Konu: Geri: Şarkı HİkayeLeri Paz Mayıs 03, 2009 9:43 pm
Manowar'ın söylemiş olduğu "Master of the Wind" adlı parçanın hikayesi ise şöyledir:
Manowar fanı bir çocuk Amerika'da ölümcül bir hastalıkla mücadele etmekte ve son nefesini vermeden Manowar grubunun üyeleriyle tanışmayı istemektedir Çocuğun haberi Yurtdışı turnesinde olan gruba ulaşır İşin aksi tarafı grubun buna ilk başta inanmamamlarıydı Çocuğun ailesi ile temasa geçilir ve durumun ciddiyeti anlaşılırTurrneyi yarıda bırakırlar ve Amerika'ya dönerler Çocukla tanışılır ve durmun ne denli kötü olduğu bu defa canlı olarak görülür Turne dönüşünde çocuk halen yaşamaktadır ve Manowar'ın ona bir hediyesi vardır MASTER OF THE WIND Bu parçayı Çocuğa dinletirler ve çocuğun onlardan son bir isteği olur: Bu parçayı tüm Manowar fanlarının dinlemesi Grup bunun üzerine bu parça üzerinde yoğun çalışmalar yapar ve bizlere sunar
Çocuğa daha sonra neler olduğunu bilmiyorum ama eğer o olmasaydı bugün biz bu parçayı hiç duymamış olacaktık
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 07/03/09
Mesaj Sayısı : 468
Nerden : MaRmaRis
İlgi alanları : müziK...
Rep K:
Konu: Geri: Şarkı HİkayeLeri Paz Mayıs 03, 2009 9:43 pm
SİYAH BUZ ÖLÜM GETİRDİ
Bundan 21 yıl önce bir Eylül sabahı, Metallica'nın kaderini topyekün değiştiren olay gerçekleştiGrubun yetenekli basçıcı Cliff Burton, turne otobüsünün yaptığı kazada yaşamını yitirdi
Ölüm kapısını bir sonbahar sabahı 24 yaşındakı bu yetenekli bilgeye hiç yakışmayacak bir şekilde çaldı 1986 yılında Metallica denince akla, kariyerlerinin en başarılı albümü "Master of Puppets"ı üreten dört genç müzisyen geliyorduO yıl, Ozzy Osbourne'la Amerika turnesine çıktılarArdından da Damage Inc adını verdikleri dünya turnesine başladılarEylül ayında İngiltere'yi fethettikten sonra sıra Viking diyarı İskandinavya'ya gelmiştiOslo ve Stockholm'de Anthrax ile verilen üç harika konserin ardından 27 Eylül 1986 cumartesi akşamı Metallica ve turne ekibini taşıyan iki otobüs bir sonraki konserin verileceği Kopenhag'a doğru yola çıktıStockholm konseri her zamankinden daha özel geçmiştiÇünkü kaykaydan düşüp kolunu kıran James ritim gitarını aylar sonra ilk defa o gece eline almıştıBu pozitif enerji seyirciye de yansıyınca salon kudurmuştuDünyaca ünlü dört kafadarın o sıralarda tek şikayetleri, otobüsteki yatakların yeterince konforlu olmamasıydıBu nedenle grup üyeleri, o gece en rahat yatak olan ön sağ taraftaki üst ranza için kart çektilerKirk Hammett, kupa ikilisi çektiCliff ise en yüksek kart olan maça asını bularak oyunun erken galibi oldu KAZA ANI Şafak vakti yaklaşırken küçük bir İsveç nehri olan Ljungby yakınlarındaki yol bomboştuMetallica ve tur ekibini taşıyan iki otobüs ve iki tır konvoy halinde yola devam ediyorduYolcular derin bir uykunun tam ortasındaydılar ki büyük bir sarsıntı sessizliği bozduAraç iki şeritli yolda aniden sağa savrulmuştuŞoför direksiyonu sola kırarak durumu kurtarmaya çalışsa da başarılı olamadıOtobüs yalpalamaya başladıAraç ancak yolun kenarındaki çamur-çim karışımı pislik birikintisine dalıp yan yatarak durabildiMutlak sessizliğin içinden kopup gelen bu birkaç saniyelik dehşet sona erdiğinde herkes yarı çıplak ve panik içinde bulundukları yerden dışarı fırladıLars Ulrich'ın sadece ayak parmağı kırılmış ve ilk tepkisi yaşadığı şokla yerinden kaçmak olmuştuOtobüsün arka camını tekmeleyerek dışarı çıkan James Hetfield'da ise birkaç sıyrıktan başka birşey yoktuKirk ise yatağından düştüğünde bayılmış ve ayılır ayılmaz tavandaki acil çıkış kapısına yönelmiştiHerkes histerik çığlıklar atıyor, bir tek Cliff'in sesi çıkmıyorduOtobüsün sağ üst tarafında uyuyan Cliff Burton kazanın şiddeti ile dışarı savrulmuş, otobüs de üzerine devrilmiştiUmutlar, olay yerine gelen vincin otobüsü kaldırırken tekrar Cliff'in üzerine düşürmesiyle tükendiTutuklanan şoför, ısrarla kazaya yoldaki buzlanmanın neden dolduğunu söylüyorduYani Cliff'in katili "siyah buz"duJames Hetfield tüm bu açıklamalardan ikna olmamış ve kilometrelerce yolu yarı çıplak yürüyerek ısrarla "katil" siyah buzu aramıştı Grup üyeleri olaydan sonra yaşadıkları psikolojik travmanın etkisi ile alkole, uyuşturucuya sardılarİşte Metallica'nın 1990 yılına kadar sürecek olan "Alcohollica" dönemi böyle başladıİçleri nereye yönlendireceklerini bilemedikleri öfkeyle dolmuştu CLIFF'IN ARDINDAN Olaydan bir ay sonra yeni basçısını bulan Metallica, 10 gün sonra ilk konserini verdi ve altı ay sonra tekrar turneye çıktıBu durum elbette çok eleştirilmiştiKirk Hammet ise durumu şöyle açıklıyordu: "Kazadan sonra öylesine göçtük kü bununla başa çıkmanın en iyi yolunun tekrar yola koyulmak ve tüm bu keder ve hayal kırıklığından bu duyguları pozitife çevirecek yegane yerde, sahnede sıyrılmak olduğuna karar verdik"
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 07/03/09
Mesaj Sayısı : 468
Nerden : MaRmaRis
İlgi alanları : müziK...
Rep K:
Konu: Geri: Şarkı HİkayeLeri Paz Mayıs 03, 2009 9:44 pm
Wheels Of Fire Dördü de hızlı araba kullanmayı çok severdi Bu parçayı kayıt ederken gerçekten yerel polis tarafından çevrildiler
Heart Of Steel Joey'a yakın kişiler sık sık sorarlar; "O gerçekten çelik bir kalbe sahip mi ?" Bu bir cevaptı
The Crown And The Ring (Lament Of The Kings ) Bu grubun Kings Of Metal albümündeki favori parçası Büyük bir meblağ karşılığında(Atlantic'i delirten) Birmingham'ın St Paul Katedral'in de profesyonel kilise korosu eşliğinde kayıt edildi Tüm koro giyindi, grubun üstünde sadece geleneksel kot pantolonları vardı Joey hep der ki klasik/kilise müziği çok serttir
Warriors's Prayer Joey büyükbabasının ona çocukken anlattığı bu hikayeyi tekrar anlatmaya karar verdi
Blood Of The Kings Manowar fanları hakkında (Avrupa'daki) ve onların mektupları, ki bu mektuplar bazen şarkılar için materyal verdi Bu mektuplar Blood Of The Kings'tir
Achilles Achilles, Truva Savaşı hakkında bilgi veren Homeros'un İlyadası'nda görülmekte Bu şarkı aynı zamanda Deena Weinstein'a da adanmıştır (kitabı için "Heavy Metal" özellikle manowar hakkındadır) Aynı zamanda Deena Weinstein Joey'un birkaç yıldır yakın arkadaşı
Hail To England Sir Thomas Melory'nin Kral Arthur hakkındaki anlatımından
"Achilles, Agony and Ecstasy In Eight Parts" "Her bölümün kendine has bir anlamı var: Hikayeyi okuduğunda, anlıyorsun ki mesela davul solosu, yeni bir ordunun bir araya toplanmasını sembolize ediyor - davullara vuruluş tıpkı bir örs'e vuruluş gibi Bass solosu Hector'un bedeninin parçalanmasını anlatıyor, ayak bileklerinden delik açılıp arabaya nasıl zincirlendiğini anlatıyor Tabi ki dinleyici olayın tümüne hakim olmak için biraz zamana ihtiyaç duyacak Aptal insanlar için kolay müzik yapmıyoruz biz!"
All Men Play On Ten Hepimizin bildiği gibi, manowar dünyadaki en gürültülü grup 1984'te "10" amfilerdeki en yüksek dereceydi Ve manowar bu parçayı "tüm insanlar en yüksek derecede çalmalı" diye yazdı Fakat bir cevap vardı Bir şirket 11 dereceli yeni bir makine üretti 1985 yılında Çok güzel bir parçadır bu Grup genellikle bu parça için konuk bir gitarist çıkarır sahneye seyircilerin arasından
The Demon's Whip Bu parça "Hellraiser" filmi için yazılmıştı, fakat parça yapımcılar için çok sert geldi ve bu yüzden almadılar Bir fan Joey'a parçanın başındaki ilginç sesleri sordu Joey'un cevabı şuydu "Arkaplandaki sesleri dinlemeye çalış, o zaman anlayacaksın" Ayrıca "The Demon's Whip" bilgisayarlar kullanılmaksızın 208 bpm ile dünyadaki en hızlı parça
"Metal Warriors" " Dinleyicilerimiz hakkında bir parça; metalin kardeşleri ve kız kardeşleri hakkında - onlar MANOWAR Fanları! Fanlar MANOWAR'u küçük kulüplerden çıkardılar ve büyük salonlarda çalmamızı olanaklı kıldılar Dinleyicilerimiz bizi "METALİN KRALLARI" yaptılar Onlar bizim "Metal Savaşçıları" mız! Ve: Korkaklar ve pozcular alanı terk edin!"
"Ride The Dragon" " Fantastik bir arkaplan vardır: Tehlikelerle dolu bir dünyada yaşıyoruz ve bu tehlikelerden mümkün olduğunca uzağa kaçmak istiyoruz - Doğu Almanya'da ki tehlikelere bakın, yada New York, Riotlar ve Los Angeles'ta ki Ve bu yüzden herkes kendi fantastik dünyasına gitmek ister Ejderha bu fantezilerden biridir: Gökyüzünde üstüne binip dolaşırsın, tüm kötülükleri arkanda bırakırsın ve kendini büyük büyülü bir güç gibi hissedersin !"
"Burning" " Bu parçanın anlamı; herkesin mutlaka çözmesi gereken kişisel problemleri vardır Ve her insanın kendi kaderi vardır Bazısı cennete inanır, diğeri cehenneme Herkesin kendi düşüncesi vardır, mesela ben inanırım ki kendi dünyamızda yeterince kötülüğe sahibiz, bu yüzden dünyada cehennemi yaşıyoruz Öldüğümüzde -gökkuşağının sonunda- , her şey daha güzel olmalı gökyüzünde!"
"Power Of Thy Sword" " Grup hakkında bir parça: Eğer sahnedeysek, çalmayız, kılıçlarımızın gücüyle savaşırız - Gitarlar kılıçlarımız; teller çelikten yapılı Sadece kasetten parçayı dinleyerek MANOWAR'u anlayamazsın: Her şeyi bir araya getirmelisin: Çizimler, şarkı sözleri, müzik ve şovumuz Grubu görmelisin - grubun kılıçlarıyla sahnede nasıl savaştığını görmelisin! O zaman anlayacaksın grubun ne için ayakta kaldığını!"
Guyana (Cult Of The Damned) Dini bir grup hakkında bir parça Yol göstericilerine "Rahip Jim" deniliyordu Rahip Jim tüm insanlarına kendilerini öldürmelerini emrediyordu (çocuklar dahil, bu yüzden şarkının sonunda "anne" çığlıkları var) Lady Diana'nın ölümünden sonra İsviçre'deki bir konserde, tüm kalabalık şarkıyı Eric'le beraber söyledi Fakat "Guyana" yerine "Diana" diye bağırdılar
Master Of The Wind Bu grup için çok özel bir parça Bir gün bir MANOWAR Fanı'ndan bir mektup aldılar Mektupta; çocuğun hastanede yatmakta olduğu, çok kötü bir hastalığı olduğu, ve hayalinin ölmeden önce MANOWAR'la tanışmak olduğu yazıyordu Grup önce, mektupta yazanların zırva olduğunu düşündü Bu yüzden çocuğun ailesiyle görüştüler ve her şeyin doğru olduğunu anladılar Sonra, hastaneye gittiler ve çocukla buluştular Çocuğun durumu gerçekten çok kötüydü Yaşamak için çok az zamanı vardı Bu vakitten sonra grup Master Of The Wind üzerinde çalıştı, ve bitirdikten sonra bir walkman veya bir kasetçalar yardımı ile şarkıyı çocuğa dinlettiler Çocuk için şarkı harikaydı, ve çocuğun dileği; tüm manowar fanlarının "Master Of The Wind" i duymasıydı Grup şarkı üzerinde bazı düzenlemeler yaptı - ve artık tüm Manowar fanları bu harika şarkıyı dinleyebilirdi Bu üzücü olay için şunları söyleyebiliriz; "Tekrar güzel günler gelecek ve eğer bu genç çocuk dünyadaki hayatında bu güzel günleri göremezse, belki diğer tarafta - belki de gökkuşağının ötesinde görebilecek"
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 07/03/09
Mesaj Sayısı : 468
Nerden : MaRmaRis
İlgi alanları : müziK...
Rep K:
Konu: Geri: Şarkı HİkayeLeri Paz Mayıs 03, 2009 9:44 pm
Bosna’nın başkenti Saraybosna da, orta çağda inşa edilmiş binalarla çevrili bir şehir meydanı bulunurMeydanın ortasında güzel taştan bir çeşme ve bir köşesinde de çan kulesine oyulmuş bir çörteni olan bin yıllık bir kilise bulunmaktadırBu çörten binlerce yıldır insan davranışlarını, hüzün ve kahkahalarını anlamak için zamanını harcamıştırSeyretme ve düşünmeyle geçen bunca yıldan sonra bile bu garip insan vasıfları taş çörten için gizemini korumuştur Hikayemiz 1990 yılında başlar; Berlin duvarı henüz yıkılmış, komünizm çökmüş ve Roma İmparatorluğundan bu yana Yugoslavya ilk defa özgür bir ulus olmuşturSerdjan Aleskovic böyle bir zamanda yaşadığı ve genç olduğu için kendisini çok şanslı görmektedirEn iyi zamanların yaşandığı bu anda gelecek ve mutluluk kesinlikle sağlama alınmış gibi görünmektedir Fakat, Serdjan yurttaşlarıyla birlikte bu mutlu günleri kutlarken, bir yandan da sığ beyinli bazı ufak insanlar komşular arasına nefret tohumlarını ekmekle meşguldürlerGenç ve duyarlı Serdjan Sırp birliklerindeki bazı arkadaşlarına katılır ve bir anda kendini Saraybosna etrafındaki tepelerde şehre havan topları yağdırırken bulurBu esnada Saraybosna da ki genç Müslüman kızı Katrina Brasic şehre gelen bir grup silah tüccarından silah alır ve oda yandaşlarına katılarak şehrin etrafındaki tepelerde ateş açar Yıllar geçer ve 1994 yılı kasım ayının son günleridirUzun zaman önce Yugoslavya’yı terk etmiş olan yaşlı bir adam doğduğu şehre geri döner, fakat tek bulduğu şey harabelerdirMevsimin ilk kar taneleri düşmeye başladığında şehir meydanına gider, gökyüzüne bakar ve haykırır; Yugoslavyalıların yıllarca duasını ettikleri değişim bu değildir Yaşlı adam duasını bitirdiği zaman güneş yavaş yavaş batmaya yüz tutmuş ve şehrin üzerinden kavisli toplarla gelen akşamın ilk yaylım ateşi başlamıştırFakat o geri kalan sivillerin yaptığı gibi sığınaklara gitmektense yıkılmış bir çeşmenin molozları üzerine çıkar, viyolonselini çıkarır etrafına bombalar düşmeye devam ederken Mozart çalmaya başlarBu geceden sonra her gece aynı şekilde çalmaya devam ederVe her gece Katrina ve Serdjan patlayıcılarla sahipsiz topraklar arasında gidip gelirken Mozart ve Beethoven ezgilerini dinlerler Kış, geçici masumiyetiyle beyaz bir yorgan misali her şeyi gizlemek için en iyisini yapsa da savaş, şiddeti ve vahşiliği sürekli arttırmaktadır Kasım ayının sonlarına doğru bir gün, Serdjan Saraybosna devriyesinde iken, bir okulun bahçesinde henüz yaşanmış bir patlamanın ardından etrafa saçılan genç çocukların cansız bedenleriyle karşılaşırHavan topuna mermileri yerleştirmek ve sonra bir diğerini koymak ve ele geçirilen yerlere bakmak yapılan tek şeydirBir süre sonra Serdjan kendi hatlarına döner ama gördüğü cansız çocukların yüzlerini bir türlü aklından çıkarmazİçinde bulunduğu durumun aslında önderlerinin bahsettiği ‘şerefli bir ulus yaratmak’ adına olmadığının farkına varırİki taraflı kayıtsız kalanlardan olmaktansa doğru bir seçim yapar ve artık bu vahşetin bir parçası olmamaya kara verir, başkalarının bedenleri üzerine bir gelecek inşa edilemezBulduğu ilk fırsatta buna bir son verecektir 24 Kasım günü sığınağında otururken bir yandan yaşlı viyolonsel çalıcısının çaldığı savaş seslerine karışan noel ezgilerini dinlemektedirSavaş alanının diğer tarafındaki Katrina da aynı ezgileri duymaktadırKarın yağması durup bulutlar yerini yıldızlı güzel bir gökyüzüne bırakırken aniden viyolonselin sesi kesilirEn kötüsünden korkarak yerlerinden ayrılan Serdjan ve Katrina tamamen aptalca bir şey yaparlar ve şehir meydanına doğru yürümeye başlarlarAynı anda meydana ulaşırlar ve birbirlerini görürlerİçgüdüsel olarak aynı amaç için orada olduklarını anlarlar ve birbirlerine ateş etmezlerBunun yerine yavaşça çeşmeye doğru yürürler ve yüzü kanlar içinde karlar üzerine uzanmış bir yanında da kırılmış viyolonseli duran yaşlı adamın cesediyle karşılaşırlar Bu sırada bulutsuz gökyüzünden bir yağmur tanesi düşer ve yaşlı adamın yanağındaki kanı silerSerdjan yukarı bakar fakat kilisenin çan kulesindeki taş çörtenden başka bir şey göremezBu gece gördüklerinden sonra Serdjan derhal savaşı terk etmeye karar verirMüslüman kıza dönerek onunla gelmesini teklif eder fakat kızın gördüğü tek şey üzerindeki sırp üniformasıdırAsıl duygularını açıklar ve kıza onun düşündüğü gibi olmadığını söylerEn sonunda onu da ikna eder ve savaştan beraber ayrılırlar
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 07/03/09
Mesaj Sayısı : 468
Nerden : MaRmaRis
İlgi alanları : müziK...
Rep K:
Konu: Geri: Şarkı HİkayeLeri Paz Mayıs 03, 2009 9:44 pm
haykonun kendi azından alınmış bir röportajıdır!!!
kaos bu şarkının anlamını yazmasam daha iyi olur bu şarkı garib bir şeyle alakalı
siren arabesk kültürü olan bir şarkı bu alemden ayrı
melekler MELEKLER kraldır rakı parçasıdır sözlerine melodisine kadar en kral arabesk şarkısıdır albümün tek yavaş şarkısı ballad ıdır dümdüzdür ölü gibidir
bilmezsin ozansı türkü tadı taşıyan bir şarkı
bonus vokal tekniği olarak burada başka bir şey yaptım eski bir vokal tarzı uyguladım hikayesi hayli ağır hitap şarkısıdır günümüz sorunlarına gönderme yapıyorum bu şarkının sonunda!!!!
sıkı tutun benim kuzenim için yaptığım bir şarkıdır zor şartlar altında evlendi dimdik yürümelerini istediğim için yazmıştım ben bu şarkıyı onlara düğün hediyesi için yazmıştım ama boşandılar bende şarkının hissiyatını biraz deiştirdim bir kısmı geçmişte kalan bir anı gibi
sonra görüşelim altındaki arabayı sat öyle gel diyorum mesela orada materyal değil dediğim altındaki araba dediğim gtü mesela önce sana bi çakacaklar hayatı öğreneceksin sonra gel
bertaraf et hayatını bertaraf et gibi bi durum oradaki aslında orada bertaraf et dediğim şey çk ondan bir kop öyle gel
777 şarkının adının bir anlamı yok parçayı kaydederken isim bulamayıp bilgisayara bu şekilde kaydettim HERKES BİR ŞEY ARIYOR ALTINDA albümün en oturaklı ve aklı basında parçasıdır ipodlarında dinleyecekler diye çok güzel şekilde mix ledim bu parçayı
yalnız kalsın parça başladığında bir kılıç alıp koşturmak istiyorum tam bir braveheart durumu yaratıyor bende
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 07/03/09
Mesaj Sayısı : 468
Nerden : MaRmaRis
İlgi alanları : müziK...
Rep K:
Konu: Geri: Şarkı HİkayeLeri Paz Mayıs 03, 2009 9:44 pm
The Doors - The End Bu Son Bu son, güzel arkadaş, Bu son, tek arkadaşım, Özenli planlarımızın sonu, Ayakta duran her şeyin sonu, Son
Güvenlik ya da şaşkınlık yok, Son, Bir daha asla gözlerinin içine bakmayacağım
Düşünebilir misin, ne olabilir acaba, Öyle sınırsız ve özgür, Umutsuzca, gereksinir bir yabancıya, Çaresiz bir ülkede
Bir roma acısının vahşetinde kayıp, Ve tüm çocuklar şuursuz, Tüm çocuklar şuursuz; Beklerken yaz yağmurunu, Kasabanın sınırında tehlike var, Kralın otoyolunu kullan Altın madeninde tekin olmayan görüntüler; Bebeğim, batıya giden yolu kullan
Yılanı sür, Yılanı sür Göle kadar, Göle kadar
Eski göle, bebeğim, Yılan uzun, Göle kadar, Göle kadar
Eski göle, bebeğim, Yılan uzun Yedi mil, Yılanı sür
Yaşlı, Ve derisi soğuk Batı en iyisi, Batı en iyisi, Gel buraya, gerisini biz hallederiz
Mavi otobüs bizi çağırıyor, Mavi otobüs bizi çağırıyor Şoför, bizi nereye götürüyorsun?
Katil gün doğmadan uyandı, Çizmelerini giydi, Eski dehlizlerden bir surat kopup geldi, Koridorda inmeye devam etti
Kız kardeşinin yaşadığı odaya gitti, Ve sonra erkek kardeşine uğradı, Ve sonra koridorda inmeye devam etti Ve bir kapıya geldi, ve içeri baktı;
"evet oğlum?" "seni öldürmek istiyorum, Anne, seni ise"
Hadi bebek, bizimle şansını bir dene Hadi bebek, bizimle şansını bir dene Hadi bebek, bizimle şansını bir dene Ve mavi otobüsün arkasında buluş benimle Mavi, yaşa!, çevresinde Hadi mavi otobüs, Hadi Hadi, evet Evet, evet, Evet, evet, Evet, evet
Bu son, güzel arkadaş Bu son, tek arkadaşım, Son
Seni rahat bırakmak acı veriyor, Ama asla peşimden gelmeyeceksin
Kahkaha ve beyaz yalanların sonu, Ve ölmeye çalıştığımız gecelerin sonu
Bu son
bunun hikayesi şöyle: Jim Morrison'ın anasına babasına duyduğu öfke ile bir gün evinde yıldızları seyrederken(morrison tavanı açık bir çatıda yaşıyordu o sıralar hatta aşkı Pam'i ilk orda düzdü) aniden kalemini alıp böyle bişey yazması olmuş tabii jim morrisonun deşifre edilmemiş bir sürü düşüncesi olmasıda bu sanatsal şarkının tam açıklamasının asla yapılamayacağı gerçeğinin üstünde bir ampül yakar yavaş yavaş oluyor ama mesela hiç kimse ''The West İs The Best'' yani '' Batı En İyisi'' lafını çözememişken türkiyenin önde gelen dahi çocukları bunu çözmüştür ki şöyledir: Amerikanın batısı tam anlamıyla kadınlara ayrılmış gibidir, bu sözde jim'in bayanlara olan saygısımı dersiniz başka bişeyimi dersiniz artık ondan'dır yani